Gölgelerin Kralı - Bölüm 3: Gölgelerin Fısıltısı
Sarayın eski taş duvarları, kralın adımlarını yankılarken sessizliğin içindeki karanlık birden konuşmaya başladı. Gölgeler, sanki yaşayan varlıklar gibi kıpırdanıyor, fısıltılarla kralın zihnini sarıyordu.
"Dön... geri dön... halkın sana ihtiyaç duyuyor..."
Kral, ellerini yumruk yaptı. Gölgelerle konuşmak delilikti ama yıllardır susturamadığı seslerdi bunlar.
“Beni neden çağırıyorsunuz?” diye haykırdı boşluğa.
Cevap, salonun en karanlık köşesinden geldi. Aelric'in silueti bir kez daha belirdi. Ancak bu kez gözlerinde tanımadığı bir yabancılık vardı.
"Kralım, karanlık yalnızca düşman değildir. Kimi zaman koruyucudur. Gölgeler seni çağırıyor çünkü onlar seni hala kral olarak görüyor."
Kral gözlerini kapadı. Derin bir nefes aldı. Sonra ağır adımlarla eski taht salonuna yürüdü. Kapıyı açtığında yıllardır kimsenin girmediği taht odasında Gölgelerin Kılıcı duruyordu. Simsiyah bir çelikten yapılmış, efsanelere göre sahibine karanlıkla başa çıkma gücü veren kılıç.
Kral diz çöktü, ellerini kılıca uzattı ve fısıldadı:
“Bir kez daha... Son kez... Halkım için döneceğim.”
Gökyüzünde şimşek çaktı. Sarayın duvarlarından öfke, umut ve inançla yoğrulmuş yeni bir güç yükseldi. Gölgelerin Kralı geri dönüyordu...
Yorumlar
Yorum Gönder