Ana içeriğe atla

Chapter 7: A Fate Written in Fire

Night had fallen over the Valley of Spirits, and the sky was drenched in blackness. Kiron knelt at the foot of the Exiled Mountain, pressing his hand against the searing earth. The ground breathed—whispering ghosts of the past in every tremble. “The shadows are watching you, Kiron…” the voice inside him murmured. “But you're no longer just a witness. You are becoming the master of shadows.” By his side stood Belis, her eyes locked onto the horizon where wind carried the scent of ash and ruin. Prince Lorven’s treacherous army was drawing near. Around the Sacred Mountain, the forces of darkness no longer hid — they marched. “Time is running out,” Belis said. “If the final scroll of the Book of Light is captured… the world may never wake again.” Kiron bowed his head. The wound in his hand still bled, not just blood—but something deeper. During the Dark Magic Circle ritual from Chapter 6, one of Zahadran’s cursed arrows had pierced his very essence. Now, with every heartbeat, the shado...

Where Are the Children? | Çocuklar Nerede?


Missing Children in Ukraine, Palestine and East Turkestan


Sometimes words fall short.

Sometimes the pain is beyond what language can capture...

But still, we must write. Because silence is the loudest accomplice.


Today, we turn our eyes to three war-torn lands:

👉 Ukraine

👉 Palestine

👉 East Turkestan (Xinjiang)


Three different lands. Three different histories. One shared fate:

Children are disappearing.



Faces Lost in Ukraine


According to UN reports, thousands of Ukrainian children have been abducted, displaced, or sent to "re-education" centers in Russian-controlled territories.

Many have been forcibly adopted. Identities changed.

Their whereabouts remain unknown.


Young hearts wake to the sound of bombs.

Forced to abandon classrooms, they walk uncertain roads as refugees.

Some vanish between borders, others between news headlines...



A Lost Generation in Palestine


In Gaza and the West Bank, the story echoes.

UNICEF reports thousands of Palestinian children have died, disappeared, or been detained.


Some in prisons.

Some behind concrete walls.

Some lost in the chaos of bombardments.


This is not


Ukrayna, Filistin ve Doğu Türkistan’da Kaybolan Çocuklar


Bazen kelimeler yetersiz kalır.

Bazen acının boyutunu anlatmaya insan dili yetmez...

Ama yine de yazmalıyız. Çünkü sessizlik en büyük suç ortağıdır.


Bugün savaşın yıktığı üç coğrafyaya dönüyoruz:

👉 Ukrayna

👉 Filistin

👉 Doğu Türkistan


Üç farklı toprak, üç farklı tarih... Ama ortak bir kader:

Çocuklar kayboluyor.



Ukrayna’da Kaybolan Yüzler


BM raporlarına göre binlerce Ukraynalı çocuk ailelerinden koparıldı, kaçırıldı veya "yeniden eğitim" adı altında Rusya kontrolündeki bölgelere götürüldü.

Bir kısmı zorla evlat edinildi.

Kimlikleri değiştirildi.

Nerede oldukları bilinmiyor.


Minik yürekler bir sabah bomba sesleriyle uyanıyor.

Okullarını, evlerini bırakıp mülteci yollarına düşüyorlar.

Kimisi sınırlar arasında, kimisi haberlerin satır aralarında kayboluyor...



Filistin’de Kayıp Nesil


Gazze ve Batı Şeria’da tablo aynı.

UNICEF verilerine göre binlerce Filistinli çocuk ya hayatını kaybetti, ya kayboldu, ya da tutuklandı.


Kimisi hapishanelerde,

Kimisi beton duvarların ardında,

Kimisi bombardımanların arasında kayboldu...


Bu sadece bugünün değil, geleceğin de trajedisidir.

Her kaybolan çocuk, yarının kayıp bir neslidir.



Doğu Türkistan’da Gizlenen Gözyaşları


Çin’in Sincan bölgesinde (Doğu Türkistan), pek çok insan hakları raporuna göre binlerce Uygur çocuğu ailelerinden koparılmış durumda.

Zorla yatılı okullara veya devlet yetimhanelerine gönderiliyorlar.

Dillerinden, kültürlerinden ve kimliklerinden koparılıyorlar.

Sesleri duvarların ardında kayboluyor.

Varlıkları inkâr ediliyor.


Bu da aynı trajedinin farklı bir yüzüdür:

Köklerinden koparılmış bir nesil.



Bir Soru: Dünya Neden Susuyor?


Bu çocuklar neyin bedelini ödüyor?

Savaşların mı? Politikaların mı? Kinlerin mi?

Ama en çok da: bizim sessizliğimizin.



Biz Onların Sesi Olmalıyız!


📣 Kurşunkalem olarak bu çocukların sesi olmak istiyoruz.

Kaybolan her çocuk insanlığın vicdanından bir parçadır.


Sessiz kalmayalım. Yazalım, anlatalım, paylaşalım.

Bir kişi bile duysa, umut doğar.



Son Söz


Bugün Ukrayna, Filistin ve Doğu Türkistan…

Yarın başka bir coğrafya olabilir.

Ama çocuklar her yerde masumdur.

Ve barış, onların en doğal hakkıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖLGELERİN KRALI

 by Ayseb – Kurşunkalem   Gece, sessizliğini bile yutmuştu. Ay, taht salonunun taş zeminine gölgeler dökerken, altın işlemeli pelerininde gri bir ağırlık taşıyan kral, tek başına oturuyordu. Kılıcı yanındaydı. Ama bugün ona ihtiyaç duymuyordu. Bugün savaş, dışarıda değil… içindeydi. "Taht bana mı kaldı, yoksa ben mi geriye kalan son şey oldum?" diye fısıldadı kendine. Saray sessizdi, ama o ses yankılandı. Cevap yoktu. Hep olduğu gibi. Kralın adı bile unutulmuştu. Zamanla, halk onu sadece bir unvanla çağırmaya başlamıştı: Gölgelerin Kralı. Çünkü o, her karanlıkta görünür, her sükûnette fark edilmeden izlerdi. Bir zamanlar adaletiyle bilinen bu adam artık kendi iç savaşlarının esiri olmuştu. Kalbinde taşıdığı yük, tahtın ağırlığını geçmişti. Saray duvarlarında hâlâ onun emirlerini yankılayan sesler vardı. Ama artık yalnızca hatıralar konuşuyordu. Onları susturmak için her gece içindeki karanlıkla yeniden yüzleşiyordu. O gece, gölgeler ona bir rüya fısıldadı: “Tahtlar geçicidir,...

Gazzeli anneler

 Gazzeli Anneler: Evlatlarını İki Kez Taşırlar Anneler Günü’nde acı ve direnişin adı: Gazze. Dünyada milyonlarca anne, bugün çocuklarıyla kucaklaşırken; Gazzeli anneler bir çocuğunu doğurup büyütmenin, diğerini ise savaşın yıkıcı sessizliğinde sonsuzluğa uğurlamanın tarifsiz yükünü taşıyor. Bir annenin kolları, umutla doğacak yeni bir canı sararken, diğer yandan çatışmalarda yitirdiği evladının son yolculuğuna da tanıklık ediyor. Gazze’de anneler, evlatlarını önce karnında sonra tabutunda taşımak zorunda bırakılıyor. Bu yıl Anneler Günü’nde, dünyanın dört bir yanından barış çağrıları yükseliyor: “Hiçbir anne, evladını iki kez taşımak zorunda kalmasın.” Kurşunkalem olarak kalbimiz, umut ve dayanışmayla Filistinli annelerin yanında…

Kameraların Görmediği Çığlıklar Cries Behind the Silence

Kameraların Görmediği Çığlıklar Sudan’dan Filistin’e, Yemen’den vicdanımıza... Kimi acılar sessizdir. Kimi çığlıklar, duvarları aşamaz. Kimi coğrafyalar ise sadece haritalarda vardır; haberlerde değil. Bugün gözlerimizi, vicdanlarımızı ve yüreğimizi üç ülkeye çevirelim: Sudan, Filistin ve Yemen. Bu üç ülke, sadece savaşla değil, aynı zamanda unutturulmuşlukla da mücadele ediyor. Sudan’da açlık büyüyor. Çocuklar bir tas su için kilometrelerce yürüyor. Ama kimse duymuyor. Filistin’de bir annenin gözyaşı, mermiden hızlı akıyor. Ama kimse görmüyor. Yemen’de hastaneler susmuş, bebekler nefessiz... Ama kimse konuşmuyor. Bu bir yazı değil. Bu, sessiz bir çığlığın yankısı. Bir hatırlatma: İnsanlık sadece gördüklerinden değil, görmezden geldiklerinden de sorumludur. --- Cries Behind the Silence From Sudan to Palestine, from Yemen to our conscience... Some wounds bleed without sound. Some screams never cross the walls. And some countries exist only on maps — not on screens. Let us turn our eyes,...